header banner
Default

Metaverse evreni, kapitalist sistemin kendini yenilemesi mi?


Table of Contents

    Meta (Öte) ve Universe (Evren) kelimelerinin birleşimi ile ortaya çıkan Metaverse yani “Evren Ötesi” adıyla teknoloji dünyasında başlatılan yeni bir akım, hayatımıza giderek yerleşmeye başladı.

    Metaverse sanal evreninde, insanlar, arttırılmış gerçeklik içerikleri (AR) ve sanal gerçeklik (VR) gözlükleri ile zihinsel bir ortamdan algısal bir platforma geçiyor.

    Mesela, sanal gerçeklik gözlüklerinizi takıp, her biriniz evinizin oturma odasındayken, arkadaşlarınızla buluşabiliyorsunuz. Online alışveriş mağazalarının 3 boyutlu ortamlarında alışveriş yapabiliyorsunuz.

    İş yaşamının vazgeçilmezi haline gelen sanal toplantıları da yapabiliyorsunuz. Üstelik siz hâlâ pijamanızla otururken, avatarınız takım elbiseyle sunum yapabiliyor bu sanal âlemde. Ya da, her zaman gitmek istediğiniz o keşif seyahatine çıkabiliyorsunuz, gerçi, o seyahate gerçekten çıksanız alacağınız kokuları henüz alamıyorsunuz, ama olsun.

    Birçok oyun platformu bu alana büyük yatırımlar yapıyor ve pazardaki payını büyütmeye çalışıyor. Fakat mesele yalnızca oyunlarla ilgili değil elbette. Örneğin geçtiğimiz yıl, ünlü rap sanatçısı Travis Scott’un sanal platformda düzenlediği konsere aynı anda 12 milyon insan katıldı. Scott’un avatarı şarkıları söylerken izleyiciler de onunla etkileşime girebilmişti.

    Grafiklerin görsel etkileşimi kadar sanal nesneleriyle de dokunma hissi ile algılamamızı sağlayan, konserlerden siyasal parti kongrelerine kadar, birçok organizasyona sanal bir mekân sağlayacak bu Metaverse platformları önümüzdeki zamanlarda kendinden çok daha fazla bahsettirecek.

    Metaverse projeleri, daha önce kullanılan hologram teknolojilerini, sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik çalışmalarını bir araya getiren ve kullanıcı deneyimini, hazırlanan sanal ortamlar (burada 3D animasyon içeriklerinin başarısı, zihinsel algımızı etkileyecek gerçeklik ve dokunma hissi) ile çok daha etkili ve eğlenceli bir noktaya taşıyacağa benziyor. Henüz çok başında olduğumuz bu süreç, kavram ve içerik bağlamında kendini tam olarak tanımlayamasa da zamanla kendini doğru bir şekilde konumlayacak.

    Meta şirketi Metaverse’de sanal nesneleri hissetmek için eldiven geliştirdi. Kask, eldiven, gözlük gibi giyilebilir sensörler ile dokunma, görme, koku alma gibi hislerin yaşanması hayal değil, bunlar artık yapılıyor. Ancak bunlara bir de Elon Musk’ın NeuraLink gibi yapay zeka ile beyni bir araya getirmeye çalışan, nörolojik aktitiviteleri algılayıp buradan aldığı bilgiyi dilediğiniz ortama aktaran bir nöroteknoloji projesini eklediğimizde, Metaverse ekosistemi çok daha cazip bir hal alıyor.

    Yeni ekosistemin yeni ekonomisi

    Bu devasa ekosistem beraberinde çok büyük bir ekonomi pazarını da gündeme taşımaya başladı.

    Bu büyük yeni ekonomi pazarının önemli bir boyutunu kripto paralar oluşturuyor. Metaverse ile kripto paraların ilişkisine geçmeden önce vurgulamamız gereken bir nokta var.

    Sayıları binleri geçen ve Bitcoin’in türevleri olan alt coin’ler, şu an birileri tarafından alınıp satılıyor. Alt coin’lerin değerini belirleyen ya da diğer bir değişle onları diğerlerinden farklı kılan ise borsadaki tabiri ile “hikâyeleri” yani projeleri. Her bir coin kendini bir hikâye yani projeyle tanımlıyor ve çok başarılı yerlere gelmeyi vaat ederek yatırımcılarının karşısına çıkıyor.

    Örneğin, sosyal medya kullanırken kişilerin yarattığı verilerin 3. şahıslarla artık kullanıcının izni olmadan paylaşılamayacağı, verinin yalnızca kullanıcıda saklı olacağı uygulamalar geliştirmeyi vaat eden ve bilinen sosyal medya platformlarına meydan okuduğunu iddia eden bir proje, bu hikayesi ile coin çıkarıp yatırım almaya çalışabilir. “Evet, bu proje tutar” diye düşünenler, günün birinde çok değerli olacağı beklentisiyle yatırım yapar, bu projenin farklı platformlarda reklamı yapılır vs. Ardından başka bir proje başka bir hikaye ile çıkar ve bu döngü böyle devam eder.

    Bu gerçek hikayelerin yanında bir de şaka coin’leri olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Mesela bir şaka olarak üretilen bir coin, Elon Musk’ın gelip bu coin’den alım yapması ve bunu takipçilerine duyurmasıyla 2021’de piyasa değerine göre ilk 10 kripto para arasında yerini aldı.

    İşte bu proje arayışları devam ederken tam da burada devreye Metaverse giriyor. Metaverse projeleri, kendi coin’lerini çıkarıp “gelecek için en iyi projeler bizleriz, dolayısıyla en iyi biz kazandırırız” şeklinde bir çıkışla dijital varlık pazarında kendine hatırı sayılır bir yer bulmak için “biz de varız” diyerek pazardaki yerini almaya başladı.

    Metaverse ekonomisi nasıl işliyor?

    Metaverse’deki mantık, yaratılacak sanal evrenin fiziksel mekan benzeri bir ortam şeklinde hazırlanması amacı üzerine kurulu. Hal böyle olunca, Metaverse arsalar da gündem olmaya başladı ve çok talep gördü. Sanal platformlar beraberinde sanal evrenleri, ülkeleri, şehirleri, mahalleleri, sokakları ve nihayetinde sanal arazileri getirmeye başladı.

    Günün birinde İstanbul’un bir sanal platformda MetaISTANBUL olarak karşınızda olduğu varsayımı ile yola çıkan bu akım, size ait sanal bir alan fikrini aşılıyor. Sahilden fiziksel bir yer alma imkanı olmayan insanlar, “İleride çok talep olacak, buralardan bir yer kapayım” telaşıyla sanaldan boğaza nazır yerleri kapma telaşına düştü. Hem sanal ortamda manzaralı bir arazi sahibi olmak hem de ilerleyen zamanlarda arsanın satılması halinde yüksek bir gelir elde etme beklentisi kullanıcıda oluşturuluyor.

    Bu sanal arazilerin alınıp satılması ya da bu platformun sunduğu sanal bir mekanda dolaşmak için kripto para aracılığıyla işlem yapılıyor. Bu platformları oluşturan şirketler, tüm bu ticari işlemleri, projeye ait çıkardıkları coin’ler üzerinden yapıyor. Dolayısıyla çıkardıkları coin’lere de yatımcı çekiyor ve kullanılmasını sağlıyor.

    Bu arada, bu arsaları birden fazla şirket kendi platformlarından kripto paralar aracılığıyla satabiliyor. Yani bir kullanıcının x platformundan aldığı bir araziyi, y platformu başka birine satabiliyor.

    İşte kripto paralara temel sağlayan Metaverse ekosistemi, kripto paralarla dönüyor, milyonlarca dolar değerinde sanal arazi satışları dijital varlıklara yapılıyor. Metaverse projeleri içerisinde yapılan alış/veriş işlemleri, ortamlarda geçirilen zamanlar (eğlence, etkinlik, konser, aktivite, oyun) için harcanan her türlü maddi değer kripto paralar üzerinden sağlanıyor.

    NFT sistemi Metaverse ile nasıl bir etkileşim içine girecek?

    NFT (Non-Fungible Token) Türkçe anlamı ile değiştirilemeyen jeton anlamına geliyor. NFT ile üretilen çalışmalar, yalnızca size ait, biricik yani bir tek sizde olan bir dijital varlık olduğunu doğrulayan dijital bir tescil.

    NFT, özellikle sanat ve finans alanında daha çok tercih edilen, dijital ürünlerin sahipliğini kanıtlayabilen benzersiz bir imzadır, diyebiliriz. Şimdi şöyle düşünün, Leonardo da Vinci tarafından bir yağlıboya çalışması ise resmedilmiş Mona Lisa tablosunun, yine Leonardo da Vinci tarafından dijital halinin hazırlanmış olduğunu varsayalım. Leonardo bu tabloyu eşsiz ve değiştirilemez bir dijital varlık olan NFT teknolojisi ile dijital bir şekilde tescilliyor ve bu tescil edilmiş resim artık kopyalanamaz ve değiştirilemez bir şekilde tabiri caizse mühürleniyor. Dijital sanat eserlerinin aidiyetini tescilleyen NFT, bu sayede eserin bir başkasına transferinde de güvenilir bir ortam sunuyor. Böylece NFT ile üretilen herhangi bir sanat eserinin kopyası olmuyor ve el değiştirmeler de sahtesi yapılamıyor.

    Gelelim NFT ve Metaverse ilişkisine. Metaverse için 3 boyutlu grafikler, arttırılmış gerçeklik çalışmaları ile tasarlanmış ortamlar olduğunu anlatmıştık, bu Metaverse platformunda bir resim sergisi olduğunu hayal edin ve bu sergide birçok sanatçının eserleri var. Bu resim sergisini sanal gözlüğünüz eşliğinde metaverse platformunda gezerken Mona Lisa’nın portresini gördünüz. İşte tam bu noktada NFT teknolojisi size yardımcı olur ve resimden anlayan bir duayen olmanıza gerek olmaksızın bu resmin orijinal olduğunu ya da olmadığını anlarsınız.

    Şimdi bu senaryoyu Metaverse’de kullanacağınız NFT objeler için de hayal edin, yani avatarlar, kullandığınız arabalar ya da üzerinizdeki kıyafetler. Unutmayın kullandığınız her bir sanal nesne, ünlü bir moda tasarımcısının ya da bir araba üreticisinin tasarladığı NFT eserler ve evrende yalnızca sizin için ya da yalnızca size ait birer objeler artık.

    Tabii Metaverse’deki tüm sanal nesneler NFT olmak zorunda değil ama kapitalist dünya sizi Metaverse’de diğerlerinden farklı kılmak ve özel göstermek için (egonuzu öne çıkarıp para harcatmak için) NFT’niz ile daha havalı kılmak zorunda bırakacak. NFT eserlerinin yüzbinlerce dolar karşılığında satıldığını unutmayın. Hele de Monalisa’nın NFT’si olmuş olsaydı, rakamı siz hayal edin.

    Bugün dünyanın önde gelen markaları, finans kurumları, birçok şirket Metaverse’de deyim yerindeyse mağazasını açıp tabelasını da astı. Bunların sayısı her geçen gün artarak devam edecek. Dolayısıyla kripto varlıklar içerisinde en büyük meydan okuma olan NFT’lerin dahi kendini Metaverse’de daha anlamlı kılacağını düşünürsek, finanstan sanata, eğlenceden eğitime, alışverişten konsere, oyun ortamlarına ve “sanal ortamda sosyalleşme”ye varıncaya kadar bir kurgu hayal edildiğinde Metaverse için yeni bir habitat diyebiliriz.

    Bu karmaşık ve büyük evreni gelecekte neler bekliyor?

    Henüz çok başında olduğumuz bu habitat insanlar tarafından kullanıldıkça ve tecrübe edildikçe yol haritası netleşecektir.

    Aslında bazı örnekleri ya da sorunları gündem olmaya başladı bile. Geçtiğimiz aylarda bir kadın META şirketinin Horizon oyununda avatarının cinsel tacize uğradığını iddia etti ve bu durumu şirkete şikayet etti. META bu tip durumlar ile ilgili henüz yasal bir düzenleme olmadığını vurgulayıp taciz vb sorunları minimize etmek için platforma yeni bir özellik ekledi. Avatarlar arasına kişisel mesafeyi koruyan kabarcıklar yerleştirilerek böylece olası avatarlar arası bir temas engellenmiş oldu.

    Henüz her şeyin çok daha başında olduğumuz bu yaşanmış olay bize bir kez daha tecrübe ettirdi ki, ortamın sanal ya da gerçek olması farketmeksizin insanın olduğu her yerde her türlü sorun ya da sürprizler oluyor. İnsanların avatar kullanıp sanal dünyada dolaşması onu daha masum ya da daha iyi yapmıyor.

    Birçok örnek çalışma ve katma değer projeler ve sonuçları olacağına inandığım bu yeni ekosistemde pedofili, cinsel taciz, cinayet gibi istenmeyen tablolar ile de karşı karşıya kalacağımız su götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor maalesef.

    Dijital dünyada ve Metaverse alanındaki gelişmelere hukuk dünyasının da yetişmesi gerektiği aşikar. Hukuksal boşluklar ciddi problemler ortaya çıkarabilir. Bu bağlamda kripto paralarda olduğu gibi Metaverse ekosistemi ve türevleri için de taslak çalışmalar, regülasyonlar ve hukuki zemin oluşturulmaya başlanmalı. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hukukçular bu konu üzerinde tartışmalara başladı, birçok hukuk şirketinin kafa yorduğu kapsam ve sınırları henüz net olarak belli olmayan bu sanal platformlar için işleri pek de kolay görünmüyor. Zira daha önce tam manasıyla emsali olmayan yeni bir ekosistemden söz ediyoruz. Merkeziyetsiz sanal bir dünyada, kurallar, kanunlar ve cezalar… Gerçek ile sanalın girift ilişkisi.

    Türkiye bu işin neresinde?

    Teknolojiye adaptasyonda ülke olarak dünyada ilkler arasındayız. Ülke olarak teknolojiyi çok hızlı benimsedik ve açıkçası sevdik. Kripto paralar ile ilgili olarak Statista’nın en son (2021 verileri) yaptığı araştırmalara baktığımızda, Türkiye’nin dünyada kripto paraya yatırım yapan 5. ülke konumunda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla insanımız teknik olarak projeler ile çok ilgilenmese de bu devasa marketin içerisinde ilk beşte yerini almış durumda.

    Metaverse, insanların oturdukları yerden dünyanın herhangi bir yerindeki organizasyonuna ya da etkinliğine ulaşılabilirlik kolaylıkları ve etkileşim avantajlarından dolayı yeni bir tecrübe katacağa benziyor. Bugüne kadarki kullanıcı alışkanlıklarına baktığımızda Türkiye’de de bu yeni habitata çok hızlı adapte olunacağını düşünmek mantıklı. Buna bir de kripto varlıklar eklendiğinde devasa bir ekosistem kurgusu içerisinde sanal yaşamlar ve harcanan/kazanılan paralar ile kat be kat ilgi odağı olacak.

    Sonuç olarak ortam sanal dahi olsa kullanıcıların yani tüketecek olan insan olduğu için, yanlışı ve doğrusu ile, hırsı ve arzusu ile, duyguları ve zaafları ile insanların gerçek hayatındaki yansımalarını bu yeni habitat’da da göreceğiz. Ekonomik olarak kazanansa, oyunun kurucuları yani her zaman olduğu gibi kasa olacak.

    Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

    Bu yazı ilk kez 23 Mart 2022’de yayımlanmıştır.

    1. https://www.independent.co.uk/life-style/gadgets-and-tech/meta-facebook-virtual-reality-gloves-b1959315.html
    2. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-53958825

    Sources


    Article information

    Author: Natalie Mccarthy

    Last Updated: 1698470281

    Views: 686

    Rating: 4.1 / 5 (83 voted)

    Reviews: 88% of readers found this page helpful

    Author information

    Name: Natalie Mccarthy

    Birthday: 1952-05-09

    Address: 0302 Daugherty Lodge, New Josephland, ME 33473

    Phone: +3754992295921245

    Job: Museum Curator

    Hobby: Dancing, Web Development, Basketball, Painting, Graphic Design, Geocaching, Gardening

    Introduction: My name is Natalie Mccarthy, I am a steadfast, Determined, esteemed, fearless, expert, striking, talented person who loves writing and wants to share my knowledge and understanding with you.